Kampın çocukların gelişimine etkileri

Değerli Anne ve Babalar;

Bireyin gelişiminde Çocukluk ve Ergenlik dönemi, bireyin ileriki yaşlardaki yaşamını büyük ölçüde etkileyecek ve gelişimin en hızlı olduğu kritik bir süreçtir. Çocuklar yaşamın ve toplumun umut kaynağıdır. Bugünleri yarına taşıyacak olan çocuklarımızın eğitimi, toplumumuzun geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.

Gelişmenin bu kadar önemli olduğu bir dönemde çocuğun kamp yaşamını tatması gelişim alanlarının zengin olarak doyurulmasını sağlayan bulunmaz bir fırsattır. Eski bir kampçı ve kamp lideri olarak şunu söyleyebilirim ki kamp hayatının olumlu etkileri hayatın her alanında hissedilmemektedir. Bu yazımda sizlere Kamp hayatının çocuk gelişiminde ne kadar önemli olduğunu özetlemeye çalışacağım.

Gelişim Psikolojisinde gelişimin nasıl olduğunu açıklayan kuramların pek çoğu birbiri ile iç içe olan gelişim dönemlerini kendisine göre yorumlamaktadır. Ancak hepsinin temelde kesiştiği noktaları aşağıda ki alanlarda toplayabiliriz;

1. Fiziksel ve Devinimsel Gelişim

2. Bilişsel Gelişim

3. Kişilik Gelişimi

4. Sosyal – Duygusal Gelişim

5. Ahlak Gelişimi

Fiziksel Gelişim:

Fiziksel gelişim, bedensel ve fiziksel görünümdeki değişme ve psiko-motor becerilerdeki gelişim olarak tanımlanır. Bedensel gelişim boy, ağırlık ve hacimde artışın yanı sıra, vücudun sistemlerinin kendilerinden beklenen işlevleri yerine getirecek duruma gelmesidir. Devimsel gelişim (psiko-motor) ise, Çocuğun kol ve bacakları ile tüm organlarını kullanmada güç ve hız kazanmasına, beden organları arasında eşgüdüm sağlanmasına ve onları denetim altına almada becerikli duruma gelmesine devinimsel gelişim denir. Kısaca bireyin vücudunu kontrol altına almada gösterdiği becerinin artmasıdır.

Çocukluk döneminde fiziksel aktivitelere katılımının olumlu etkileri bulunmaktadır. Bunlar arasında, büyüme ve gelişmenin daha iyi olması, aktif yaşam biçimi kazanması, ileride oluşabilecek hastalık risklerini azaltma, aşırı kilo alımının önlenmesi gibi olumlu etkiler gösterilebilir. Bu alanı geliştirmek için vaktinin çoğunu ev dışında bir ortamda geçirerek doyasıya koşup oynayıp enerjisini harcamalıdır. Bu çerçeveden baktığımızda düzenli bir spor dalıyla uğraşmak kadar, fiziksel aktivite içeren etkinlikler de çocukların bedensel gelişimleri için önemlidir. Bu bilgilere dayanarak oyun aktivitelerinin çocuğun fiziksel gelişimi üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu ifade edebiliriz. Günümüz koşullarında çocukların ev dışında oyun oynama şansı gün geçtikçe azalmaktadır. Ev dışı alanı bulması zor bir durum olsa da bulunan ortamlardaki güvenlik kaygısı yada çeşitli başka sebepler nedeniyle çocukların hareket alanları son derece sınırlıdır. Yapılan araştırmalar çocukların özellikle fiziksel aktivite içeren oyunlar oynayabilmek için rahat mekânlara ihtiyaç duyduklarını ortaya koymuştur. Ayrıca günümüzde teknolojik gelişmelere bağlı olarak giderek daha hareketsiz bir yaşam tarzı benimsenmektedir. Ekran bağımlılığını da hesaba katarsak gelişimin en hızlı olduğu evrede kamp ortamı bir çocuğun yukarıda bahsi geçen ev dışı alanda önemli bir yer teşkil etmektedir. Kampta birey istediği gibi koşup oynayabilir ve vücudunun sınırlarını keşfedebilir.

Çocuklarda hareket denilince akla ilk gelen gelişim unsurlarından birisi de motor gelişimdir. Kamplar oyun temelli programlardır ve oyun süresince çocuk, kendi bedeninin dünya üzerindeki etkisini ve kontrolünü öğrenmektedir. Çocuklar kamplarda bedenini kullanma becerisini ve çevrede bulunan nesneleri kullanma becerisini de öğrenirler. Bu iki tür hareketi yetişkinler yapabilecek düzeydedir. Ancak çocuklar bu kazanımları zaman içinde öğrenirler. Yetişkinler gün boyu, yatak toplamak, kıyafetlerini düzeltmek, kişisel bakım yapmak, yemek yemek, spor yapmak gibi pek çok psiko-motor becerileri yaparlar. Bu psiko-motor beceriler, yetişkinler için sıradan ve kolay hareketler olmasına rağmen çocukların bu becerileri kazanmaları için zamana ve imkan verilmesine gereksinimleri vardır. Kamp ortamında özellikle bu becerilerinin sorumluluğunu kendisi alarak yukarıda bahsettiğim işlerin hepsini kendi başına yaparak alışkanlık kazanır. Özelikle İlkokul çocukları, kazandıkları bu yeni becerileri akıcı ve doğru olarak ortaya koymak isterler. Kamp yaşamında aradığı fırsatı bulan çocuklar bu işlerin sorumluluğunu üzerine alarak gelişiminde hızlı bir evreye girerek ilerleme kazanırlar. Çocuklar geliştirdikleri becerilerini daha kompleks bir hale geçirmek isterler. Becerilerini günlük hayatlarında oynadıkları oyunlara ve yeteneklerine aktarmak isterler.

Kamplarda çocuklar pek çok faaliyet ile zaman geçirirler. Kamp liderlerinin gözlemi altında fiziksel güçlerine inanmalarını ve kendilerine güvenmelerini sağlayacak aktivitelerin bulunduğu alanlar sağlanır. Bu faktörlerin hepsini birleştirdiğimizde erken yaşta bu kültürü edinen çocukların, fiziksel gelişimi desteklenir ve hareketsizliğe bağlı sağlık sorunlarının daha düşük olduğu görülür. Bu açıdan bakıldığında kamp programının incelikleri aslında pek çok çocuğun içindekini yeteneği keşfetmesi açısından sağladığı ortam ile öne çıkmaktadır. Kamp programının zenginliği  çocuğun yön bulmasına yardımıcı olacak gerekli ortamı sağlamaktadır.

Bilişsel Gelişim: Bilişsel gelişim; doğumundan başlayarak çevreyle etkileşimi ve çevrenin anlaşılmasını sağlayan bilginin edinilmesi, kullanılması, saklanması, yorumlanarak yeniden düzenlenmesi ve değerlendirilmesi aşamalarındaki tüm zihinsel süreçleri içine alan bir gelişim alanıdır. Çocuğun gördüğü, duyduğu, dokunduğu tattığı nesneler hakkında düşünme sürecini ifade eder. Biliş, dikkat, algı, bellek, dil gelişimi, okuma ve yazma, problem çözme, anımsama, düşünme, mantıksal düşünme, kuralları karmaşık ve kendine özgü bir yapıda örgütleme, objeleri katagorize etme, akıl yürütme, yaratıcılık vb. kapsayan geniş bir gelişim alanını kapsar.

Kampların çocuğun bilişsel gelişiminde katıkısı olan faktörler şu şekilde ifade edilebilir.

• Çocuğa sunulan fırsatların yeterliliği

• Çocuklara rol model sunulması

• Dil ve Çocukların birbirleriyle İlişki

 Çocuğun sosyal çevresinin zenginliğinin bilişsel gelişiminde önemli bir rolü vardır. Çocuğun Çevresindeki imkanlar ne kadar zengin olursa çocuğun alacağı uyaranlar ve yaşadığı olaylar bilişsel süreçlerini gelişimi açısından önemli hale gelir. Her birey belli bir genetik potansiyel ile doğar. Bu potansiyeli kullanma derecesi çocuğun içinde bulunduğu çevre tarafından çocuğun gelişimine verilen destek ile doğru orantılıdır. Bu bağlamda çocuklara zengin uyarıcılar ile dolu bir çevre ortamı sunma noktasında anne babalara çok iş düşmektedir.

Çocukların model aldıkları kişilerle özdeşim kurdukları düşünüldüğünde kişilik oluşumu ve gelişiminde model almanın önemli bir etkiye sahip olduğu anlaşılmaktadır. Model alma, bir öğrenme şeklidir. Birey; sosyal çevresi ile girdiği etkileşimde, taklit, gözlem ve model alma yöntemlerini kullanarak yeni davranışlar öğrenir veya var olan davranışlarını yeniler. Bireylerin ilk rol modelleri anne babalarıdır. Onları gözlem yoluyla taklit eden birey; davranış, değer ve inanç edinmede onları örnek alır ve karakterine, kişiliğine yön vermeye başlar. Çocuğun dış dünyayla olan bağlantısı arttıkça rol model aldığı kişiler de çeşitlilik gösterir. Gelişen ve değişen dünyada çocukların sıklıkla model aldıkları kişiler, daha çok teknolojik araçların sunduğu kişi ya da kahramanlardır. Kampta ise işler başkadır. Kamp liderini yada antrenörünü rol model alan çocuğun “kahramanı” gerçek bir insan olacaktır. Model alınan kişinin karakter özelliklerinin çocukların karakterini ve kişiliklerini oluşturma sürecini büyük ölçüde etkilediği düşünüldüğünde, çocuklara doğru rol modelleri sunmanın önemi ve gerekliliği daha iyi anlaşılacaktır. Kamplar bu gibi durumlar için önemli bir kaynaktır. Bu bağlamda çocuklara modellik edebilecek gerçek kişilerin ya da kahramanların sunulmasında çocuklara uygun kamp ortamlarından faydalanmak mümkündür.

Dil düşünceyi geliştiren üst düzey bir araçtır. Bilişsel gelişimi hızlandıran önemli bir faktördür. Bütün öğrenmeler dili kapsar. Çocukların kendisini ifade etme becerileri kazanması, özgüveninin gelişmesi, kendisini tanıması, kendini gerçekleştirmesi ve özyeterlilik kazanması için en kolay yoldur. Dilin gelişimi en çok çocuğun akranları ile birlikte geçirdiği ortamlarda gelişir. Özellikle yabancı dil eğitimi verilen kamplarda çocukların aksanlı bir şekilde dil gelişimini destekleyerek hem teorik hemde pratik kazanma açısından önemlidir. Türkiyede bazı kampların uluslar arası nitelikte olduğunu düşünürsek hem eğitmenlerin hemde yurtdışından gelen diğer çocukların gelişimine olumlu yansıyacağını söyleyebiliriz.

Kişilik Gelişimi: Kişilik gelişiminde çevre, kişiliğin ilerde alacağı şekli belirleyen çok önemli bir etkendir. Biz psikologlara göre insan tabiatı esnek, yumuşak olup bulunduğu çevreye göre şekil aldığını düşünürüz. Çocuğun büyümesiyle beraber çevresel faktörler değişmeye ve genişlemeye başlamakta, ailenin etkisi azalırken; arkadaş çevresi, okul, öğretmen, kamp gibi kültürel ve sosyal yapılar kişilik gelişiminde önemli rol oynamaya başlar. Bir çocuğun hayatındaki kamp deneyimi kamptaki eğitmeni ve arkadaşları ile kurduğu iletişim kişilik gelişimi açısından önemlidir.

Sosyal - Duygusal Gelişim: Sosyal-duygusal gelişim, kendinin ve karşısındakinin duygularını tanıma, ihtiyaçlarına karşı duyarlı olma, duyguları ifade etme ve yönetme, güçlü ve zayıf yönlerini tanıma, etkili iletişim kurma ve sürdürme gibi yaşam görevlerini sürdürmek için ihtiyaç duyulan becerileri geliştirme süreci olarak tanımlanmaktadır. Sosyal-duygusal öğrenme becerileri ise, diğerleri ile işbirliği yapma, etkili öğrenme, okul yaşamı - toplumsal yaşam - aile yaşamı gibi alanlarda başarı için önemli rol oynayan ve akademik başarıyı destekleyen (problem çözme, stresle başa çıkma, iletişim ve benlik saygısı gibi) yetenekler bütünüdür. Bu yüzden çocukların akademik gelişimlerinin yanı sıra sosyal ve duygusal gelişimlerinin desteklenmesi önemli ve gerekli görülmektedir. Çocuk gelişimi ve eğitimi alanında yapılan araştırmalar duygusal gelişim ve duygusal becerilerin sosyal gelişim, akranlarla iletişim, davranış gelişimi, okul olgunluğu ve bilişsel becerilerle yakından ilişkili olduğunu göstermektedir. Duygusal beceriler yeterli düzeyde gelişmediği takdirde çocukların okul hayatına uyum sağlamada sorunlar yaşadıkları, akranlarıyla sağlıklı ilişkiler kuramadıkları ve akademik başarılarının da düşük olduğu sonucuna araştırma bulgularında sıklıkla rastlanmaktadır. Çağımızdaki çocukların pek çoğu iletişim sorunları yaşamaktadır. Yaşanan bu iletişim problemleri arasında duygu ve düşüncelerini açıkça söyleyememek, rahat konuşamamak, bir arkadaş grubuna girememek sayılabilir. Bu problemlerin ortadan kaldırılabilmesi için de bireyin duyguları ifade etme becerisinin geliştirilmesi gerekmektedir. Kampa giden çocuklar  kamp ortamında çok sayıda akranı ile bir arada uzun süre bir arada yaşamaktadır. Kısa zaman içinde birçok akranı ile duygusal gelişimlerinin kazanımlarını geliştirebileceği pek çok fırsat ile karşı karşıya kalacaktır. Bu sayede yukarıda bahsedilen iletişim problemleri ortadan kendiğinden kalkacaktır.  Ayrıca kampın ilerleyen yıllarında gelişecek olan dostluk kalıcı olmakla birlikte özellikle içe dönük yapıda olan çocukların dışadönmesini  de sağlayacaktır.

 Ahlak gelişimi: Ahlak gelişiminin birincil hedefi, bireyin evrensel ilkeler, doğru-yanlış, hak ve adalet kavramları doğrultusunda kendi doğrularını ve ilkelerini geliştirmesidir. Çevreden gelen tepkilerle belirlenen davranışlara ilişkin izlenim ve bilgiler ahlaki davranışlara ve ahlak kurallarına temel olur. Çocuk ahlak kurallarını, öncelikle anne, baba ve yakın çevresiyle olan ilişkilerinden öğrenir. Çocuğa iyi davranışın neden iyi, kötü davranışın da neden kötü olduğu açıklanmalıdır. Çocuk büyüdükçe diğer bireylerin duygularını ve toplum kurallarını anlama yeteneğini geliştirir. Ahlaki gelişimin temeli de empatiye dayanır. Merhameti, sevgiyi, saygıyı paylaşmak empati ile başlar. Çünkü empati özveriyi de beraberinde getirir. Başkası için güzel bir şeyler yapabilmek ve özveriyle kendini ortaya koyabilmek de insan durumu başkalarının açısından değerlendirebilmek, “ben merkezcilikten” uzaklaşarak hoşgörü içinde uzlaşmayı da beraberinde getirir. Kampa giden çocuk etrafındaki pek çok kişi ile yoğun bir iletişime girer. Etrafındakileri anlamak için özveride bulunur. Empati kurar. Empati yeteneği çocuklara kimsenin düşüncelerinin aynı olmadığını, insanların her birinin farklı olduğu gibi duyguları ve düşüncelerinin de farklı olduğunu öğretir. Çocuklar hepimizin farklı olduğunu, farklı ihtiyaçlarımız, korkularımız, arzularımız ve tercihlerimiz olduğunu anlarlar. Bu anlayış onları çok daha fazla merhamete götürür ve başkalarının hislerine ve bireyselliğine saygıyı öğretmeye yardımcı olur.

Özetlemek gerekirse;

Özellikle kamplarda lider olarak çalıştığım zamanlarda çocuklarını kampa göndermekte tereddüt eden aile  veya kampa gelmek istemeyen sayısız çocuk ile karşılaştım. Ancak kamp bittiğinde yaşanan olumlu farklılıkları duyduğum yada yazılı olarak paylaşan da çok aile oldu. Kamp yaşamı yukarıda bahsi geçen alanlarda gelişimi destekler. Özellikle doğa kampları şehir hayatında edinemeyecekleri bir tecrübe sunmaktadır. Çocuğun kampta ve doğada geçirdiği zaman dilimi içinde plan kurma keşfetme duygusu gibi süreçler ile olaylara bakış açısını geliştirmesi, problem çözme yeteneği, merak duygusu, dünyayı anlamakta kullanılan tüm bilişsel süreçlerin gelişimi açısından gelişimini desteklerken eğlenmesini de sağlar.

Güzel Günler dilerim .

 

Alican KAYA

Uzman Psikolog

© Copyright 2018 by Türkiye Kamplar Derneği